31 Ağustos 2013 Cumartesi

U.f.b. Hiphop Dans Yarışması Marmaris'te Başladı

Türkiye'deki en geniş kapsamlı hiphop dans ve müzik etkinliği Underground Funky Base (U.F.B.) Marmaris'te başladı.

Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen dansçıların da katılımıyla bu sene 7.'si düzenlenen etkinlikler 4 gün sürecek. Etkinliğe İngiltere, Fransa, Amerika, Almanya, Rusya, Hollanda, Finlandiya, Ürdün, Fas, Yunanistan ve Türkiye gibi farklı ülkelerden gelen 400'e yakın dansçı, 6 farklı kategoride birbirleriyle yarışacak.

Dostluk ve kültür paylaşımını sağlamayı amaçladıklarını söyleyen etkinlik sahibi Eyüp Bilinmiş, "Bu yarışma ile dünyanın en saygın dansçılarının showları ile izleyenlere ve katılımcılara harika zaman geçirmeyi ve Türkiye'nin güzelliklerini yansıtmaya çalışacağız." dedi.

Etkinlik, Türkiye'deki en geniş kapsamlı hiphop dans ve müzik etkinliği olmasının yanında juri üyeleri ile de dikkat çekiyor. 1970'li yılların sonunda ortaya çıkan hiphop ve breakdans akımının ilk öncülerinden olan "ken swift, dünyanın en büyük dans organizasyonlarından biri olan 'Juste Debout (Cus Debu)'nun kurucusu Bruce Ykanji, dallarında dünyanın en saygın dansçıları arasına girmiş Shannon-Demon Frost-Focus-Niako-Maestro ve Türkiye'nin tanınmış isimlerinden Biboy Çetin'in jüriliklerini yapacakları yarışmalara farklı ülkelerden gelen 4 farklı dj müzikleriyle eşlik edecek. Etkinlik kapsamında sokak partileri, yarışmalar ve jürilerin verecekleri workshoplar yer alacak. Final ise saat 20.00'de Green Nature Otel'de yapılacak.


Suriyeli Yetimlere Barınma Merkezi

ADEM YILMAZ - Suriye'deki iç savaşta anne ve babasını kaybeden yetimler için Türkiye'de barınma merkezi kurulacak.

Merkezi Ankara'da bulunan Suriyeli Yetimleri Yaşatma ve Koruma Derneği Genel Müdürü Abdullah Devrim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'deki olaylar nedeniyle yetim kalan çocukların sayısını tespit etmeye çalıştıklarını söyledi.

Şu ana kadar ailesini kaybeden Suriyeli çocuk sayısının 150 bini aştığını vurgulayan Devrim, şöyle devam etti:

"Suriye'de çok yetim var. Şimdiye kadar 20 bin kişiyi belirleyebildik. Dolayısıyla karışıklığın hakim olduğu bir ülkede çocuklar için huzurlu bir ortam oluşturmak çok zor. Bundan dolayı Kordinatör Vali Veysel Dalmaz'dan, Türkiye'de yetimlere yönelik barınma merkezi kurulmasını istedik. Taleplerimizi Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa da ilettik, olumlu yanıt aldık. İnşallah önümüzdeki günlerde Türkiye topraklarında Suriyeli yetimlere yönelik barınma merkezi kurulacak."

Dernek üyelerinin çoğunlukla tüccar, sanayici ve alimlerden oluştuğunu, yetimlere kol kanat açmaya çalıştıklarını dile getiren Devrim, topladıkları bağışları Suriye'de faaliyet gösteren yetim derneklerine aktaracaklarını anlattı.

Çatışma kapsamında eğitimi yarım kalan ve psikolojik sorun yaşayan çocuklara çeşitli konularda eğitim vereceklerinin altını çizen Devrim, "Öğretmen, psikolog ve doktorlardan oluşan 150 kişilik grup oluşturduk. Bunlar, yetimlerin hem eğitimine hem de psikolojik sorunlarına destek verecek. Hasta olanları da doktorlarımız tedavi edecek" diye konuştu.

Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Şindi El Ravi de Suriye'deki bütün yetimlere el uzattıklarını söyledi.

Çalışmalarını diğer sivil toplum kuruluşlarıyla koordineli gerçekleştirdiklerini aktaran El Ravi, "Yetim çocuklara iyi bir ortam hazırlamayı amaçlıyoruz ve bu bizim insani görevimiz. Allah'ın emri ve Peygamberimizin vasiyetlerini yerine getirmek için yetime kucak açmaya devam edeceğiz" dedi. - Gaziantep

Kursa Katılan Kadınlar Aile Bütçesine Destek Oluyor

Çok Amaçlı Toplum Merkezi'nin (ÇATOM) düzenlediği dikiş nakış kursuna katılan kadınlar, meslek sahibi olup, aile bütçelerine katkı sağlıyor.

Sosyal Destek Programı'nın da (SODES) desteklediği ÇATOM'da açılan dikiş ve nakış kursuna devam eden 50 kadın, aldıkları siparişlerle para kazanmaya başladı.

ÇATOM Müdürü Hacer Açlan, AA muhabirine, fabrika gibi çalışan merkezde siparişlere yetişemediklerini söyledi.

Merkezde açılan kurslara devam eden kadınların para kazandıkları gibi meslek sahibi de olduklarını vurgulayan Açlan, "Önemli olan bu mesleği öğrendikten sonra devam ettirmek. Kadınların kurs bittikten sonra da burada öğrendiklerini, tezgahlarını evlerine taşımaları gerekir ki bu kurs, amacına ulaşmış olsun" dedi.

Eğitmen Sultan Çalış da 5 yıl önce kursiyer olarak başladığı yerde eğitim vermeye başladığını belirterek, kursa katılanların özel sipariş bile aldığını kaydetti.

Kursiyerlerden Fadile Yılmaz ise çocuklarıyla geldiği merkezde dikiş nakış öğrendiğini ifade ederek, "Hem ev ekonomisine destek verdiğim hem de meslek öğrendiğim için çok mutluyum. Ayrıca bilgisayar kullanmayı da öğreniyoruz" diye konuştu.

Zeynep Deniz de ev hanımlarına yönelik bu tür faaliyetlerin artmasıyla ekonomik refahın daha da yükseleceğini vurguladı. - Adıyaman


UN's Navi Pillay attacks Sri Lanka human rights record

UN Human Rights Commissioner Navi Pillay has sharply criticised the government of Sri Lanka, at the end of a week-long visit.

In a statement, Ms Pillay said she feared the country was becoming increasingly authoritarian.

Since the civil war ended four years ago, democracy had been undermined and the rule of law eroded, she added.

Ms Pillay is the most senior UN official to visit the north since Secretary General Ban Ki-moon in 2009.

She arrived in Sri Lanka last Sunday for a fact-finding mission after the government promised her access to former war zones.

She told reporters then that her job was to ensure that the government was conforming to human rights standards agreed by all nations.

Concerns raised

The BBC's Imogen Foulkes in Geneva says the statement issued by Ms Pillay's office is astonishingly blunt, and parts of it will not go down well with the Sri Lankan government, which had not been especially keen on her visit in the first place.

Ms Pillay said that she was allowed to go wherever she wanted but that Sri Lankans who came to meet her were harassed and intimidated by security forces.

"This type of surveillance and harassment appears to be getting worse in Sri Lanka, which is a country where critical voices are quite often attacked or even permanently silenced," the statement said.

"Utterly unacceptable at any time, it is particularly extraordinary for such treatment to be meted out during a visit by a UN high commissioner for human rights."

Ms Pillay added that she would be reporting such incidents to the Human Rights Council.

In addition, she said she was concerned at recent attacks on religious minorities and at what she felt were government attempts to downplay them.

When she visited the northern city of Jaffna she met Tamil families who complained to her about missing relatives, military land grabs and life without basic facilities.

After Ms Pillay met the TNA, Sri Lanka's biggest Tamil party, one MP, MA Sumanthiran, told BBC Sinhala's Azzam Ameen they had raised concerns that "people who had met her in the north and east are now being harassed by military intelligence".

One Catholic priest told BBC Tamil that he had been questioned by unidentified men, which he felt was tantamount to "intimidation".

Ms Pillay told the BBC that she had raised the alleged harassment with the government, and said that she would "keep the focus" on what happened to the people she had met.

The government has vehemently rejected accusations that it had intimidated people or scaled down its military presence before she arrived, saying officials allowed her "to meet any one she wanted to" during her visit and that they had "nothing to hide".

Boycott call

Sri Lanka's army defeated separatist Tamil rebels after a brutal 26-year war in 2009. It is the final phase of that war which has come under scrutiny as well as the government's rights record since then.

Ms Pillay's visit comes after a second UN resolution in March urged Colombo to properly investigate killings and disappearances during the war, especially in its final stages.

The government has criticised the UN over the resolutions and insisted it did not massacre civilians.

Canada has called for a boycott of a Commonwealth summit scheduled to take place in the Sri Lankan capital Colombo in November.

The entire conflict left at least 100,000 people dead, but there are still no confirmed figures for tens of thousands of civilian deaths in the last months of battle: estimates range from 9,000 - 75,000.

One UN investigation said it was possible up to 40,000 people had been killed in that time. The government puts the figure at 9,000.

US Supreme Court's Ruth Bader Ginsburg to perform gay wedding

US Supreme Court Justice Ruth Bader Ginsburg is poised to become the first judge on the country's highest court to perform a same-sex marriage.

Justice Ginsburg, 80, officiates this weekend at the wedding of Michael Kaiser, 59, president of the Kennedy Center performing arts space, and economist John Roberts, 32.

Mr Kaiser is a personal friend of hers.

In June, the Supreme Court overturned a law that banned recognition of same-sex marriages by the US government.

The ruling granted legally married gay men and women access to the same federal entitlements available to opposite-sex married couples.

Justice Ginsburg, who was appointed to the nine-member high court in 1993 by President Bill Clinton, voted in the majority in that case.

Same-sex marriage is now legal in 13 states and Washington DC, and since the court's decision, the federal government under President Barack Obama has taken several steps to grant same-sex marriage couples the same legal status as opposite-sex couples.

The ceremony will take place at the Kennedy Center in Washington, the Associated Press reports.

Justice Ginsburg told the Washington Post newspaper she believed none of the Supreme Court justices had been asked previously to conduct a same-sex ceremony for fear it would compromise their ability to hear a case on the issue.

Pope Francis names Pietro Parolin as secretary of state

Pope Francis has named a new secretary of state, in what is seen as his most significant appointment since he became leader of the Catholic Church in March.

Archbishop Pietro Parolin, a 58-year-old Vatican diplomat, replaced Cardinal Tarcisio Bertone, 79, who is retiring.

Cardinal Bertone, appointed by Francis' predecessor Pope Benedict, had been widely criticised over last year's so-called "Vatileaks" scandals.

Leaked documents revealed corruption and infighting at the Vatican.

The secretary of state heads the Roman Curia, the central administration of the Catholic Church, and is the Pope's chief adviser.

Archbishop Parolin, an Italian, is currently the Vatican's nuncio - or ambassador - in Venezuela.

In a statement, he said he would give the Pope his "completely availability to work with him and under his guidance for the greater glory of God, the good of the holy Church and the progress and peace".

The BBC's David Willey in Rome says his appointment marks the beginning of the replacement or dismissal of several former key members of Benedict's administrative team.

Pope Francis has also promised to stamp out abuses at the Vatican bank - officially known as the Institute for Religious Works.

Shortly after his appointment, he set up a commission to investigate the bank and report back to him personally.

He later issued a decree to combat money-laundering.

The Vatileaks scandals erupted in 2012, when former Pope Benedict's butler, Paolo Gabriele, published confidential documents from Vatican offices alleging widespread corruption and mismanagement.

Gabriele was convicted and sentenced to 18 months in jail for stealing the papers, but he was subsequently pardoned by Benedict.

Delhi gang rape: Teenager found guilty

A teenager has been found guilty of taking part in the fatal gang rape of a woman on a Delhi bus last year.

He was convicted on charges of rape and murder over the crime, committed when he was aged 17.

The teenager, who cannot be named, has been sentenced to three years in a reform facility, the maximum term possible for a juvenile.

He had denied the charges, as do four adult men also on trial for the same attack.

The victim's mother left the court in tears, and told reporters that the teenager should be hanged.

"By not punishing this teenager, this verdict is encouraging other teenagers to indulge in such acts and does not provide any safety to girls," she said, according to Reuters news agency.

The time that he has served in detention since his arrest will count towards his sentence, correspondents say.

The four others accused in the case could face the death penalty.

A fifth adult defendant was found dead in his cell in March and prison officials said they believed he hanged himself.

The gang rape of the 23-year-old woman last December caused uproar across India and triggered a national debate about the treatment of women.

The verdict in the case of the teenager - now aged 18 - had been deferred several times before.

He was six months short of becoming an adult at the time of the crime and many, including the family of the victim, had demanded that he should be treated as an adult and face the death penalty for the crime.

Meanwhile, a special fast-track court dealing with the trial of the four men accused in the case has been hearing closing arguments.

A judge who has been hearing the case since the trial began in February is expected to deliver his verdicts in mid-September.

In March, India passed a new bill containing harsher punishments, including the death penalty, for rapists.

Correspondents say the court hearings are being closely followed in India.

The victim, a physiotherapy student who also cannot be named for legal reasons, was with a male friend when she was attacked on a bus and thrown from the vehicle.

Police said the assailants beat both of them and then raped the woman. She died in a Singapore hospital on 29 December from massive internal injuries.

Obama to seek Congress vote on Syria military action

President Barack Obama says the US should take military action against Syria and he will seek congressional authorisation for intervention.

The US says the Syrian government carried out chemical weapons attacks on 21 August in which 1,429 people died.

Mr Obama said the operation would be limited in duration and strong to deter future chemical attacks. Congress is due to reconvene on 9 September.

The Syrian government denies it was behind the attacks and blames rebels.

UN inspectors who have been investigating the attacks arrived in the Netherlands on Saturday with samples from site visits, which will be tested in laboratories in Europe.

The Organisation for the Prohibition of Chemical Weapons, which is overseeing the investigation, said the whole testing process could take up to three weeks, although "every effort" would be made to expedite it.

'No blind eye'

President Obama said the military operation could happen tomorrow, next week or in the near future.

"We cannot and will not turn a blind eye to what happened in Damascus," he said.

As commander-in-chief, Mr Obama has the constitutional authority to order military action without the backing of Congress.

However, he said it was important to have the debate.

Senate Republican Leader Mitch McConnell welcomed the announcement, saying president's role as commander-in-chief was "always strengthened when he enjoys the expressed support of the Congress".

The BBC's Katy Watson in Washington says that if Mr Obama is to intervene, he wants the people - and politicians - on his side.

But what is unclear is what action he would take if Congress votes against involvement, our correspondent says.

Last week, British MPs defeated a government motion to take part in any military action in Syria.

On Saturday, UK Prime Minister David Cameron tweeted: "I understand and support Barack Obama's position"

Earlier on Saturday, Russian President Vladimir Putin challenged the US to present to the UN evidence that Syria attacked rebels with chemical weapons.

Mr Putin said it would be "utter nonsense" for Syria's government to provoke opponents with such attacks.

Russia - a key ally of Syria - has previously warned that "any unilateral military action bypassing the UN Security Council" would be a "direct violation of international law".

Moscow, along with China, has vetoed two previous draft resolutions on Syria.

The BBC's Jeremy Bowen in Damascus says people there are worried and are making preparations.

They do not know what Mr Obama meant by a limited attack and what consequences it will have, he adds.

The main findings of the unclassified US evidence state that:

the attacks killed 1,429 people, including 426 children
Syrian military chemical weapons personnel were operating in the area in the three days before the attack
Satellite evidence shows rockets launched from government-held areas 90 minutes before the first report of chemical attack
100 videos attributed to the attack show symptoms consistent with exposure to a nerve agent
Communications were intercepted involving a senior Damascus official who "confirmed chemical weapons were used" and was concerned about UN inspectors obtaining evidence
Syrian President Bashar al-Assad has said his country will defend itself against any Western "aggression".

Forces which could be used against Syria:

•Four US destroyers - USS Gravely, USS Ramage, USS Barry and USS Mahan - are in the eastern Mediterranean, equipped with cruise missiles. The missiles can also be fired from submarines, but the US Navy does not reveal their locations

•Airbases at Incirlik and Izmir in Turkey, and in Jordan, could be used to carry out strikes

•Two aircraft carriers - USS Nimitz and USS Harry S Truman are in the wider region

•French aircraft carrier Charles de Gaulle is currently in Toulon in the western Mediterranean

•French Rafale and Mirage aircraft can also operate from Al-Dhahra airbase in the UAE

Erdoğan: Artık Bir Adım Atmanın Zamanı Geldi

Başbakan Erdoğan, "Millete Hizmet Yolunda" konuşmasında, 26 Ağustos 1922'de, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Ordulara Büyük Taarruz'un emrini verdiğini hatırlattı. Bu emirden 5 gün sonra, 30 Ağustos'ta orduların kesin bir zafer kazandığına değinen Erdoğan, "30 Ağustos zaferiyle, Türkiye adeta bir uçurumun kenarından dönmüş, işgalden kurtulmuş, kendisine yeni ufuklar, büyük hedefler çizerek geleceğe doğru emin adımlarla ilerlemeye başlamıştır" diye konuştu.

Kurtuluş Savaşı'nın tüm şehitlerini rahmetle ve minnetle yad ettiğini kaydeden Erdoğan, "Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere tüm gazilerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum" ifadesini kullandı.

BU BÖLGE NE ZAMAN Kİ BİRBİRİNE DÜŞMANLIK ETMİŞSE O ZAMAN KAYBETMİŞTİR

26 Ağustos tarihinde, milletçe bir başka önemli yıldönümümün idrak edildiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, 942 yıl önce, 1071 yılında, Malazgirt Ovası'nda kazandığı büyük zaferle tarihin akışını değiştirmiş, bölgede yeni bir dönemin başlamasını sağlamıştır" diye konuştu. Bugünlerde, bölgede yaşanan elim hadiselere ışık tutmak amacıyla, Malazgirt Zaferimiz üzerinde durmak istediğini aktaran Erdoğan şöyle devam etti: "Sultan Alparslan'ın, Sultan Melikşah'ın, Selahaddin Eyyubi'nin, Nurettin Zengi'nin, Sultan Kılıçarslan'ın orduları, dikkatinizi çekiyorum, sadece Türklerden oluşan ordular değillerdi. Bu ordularda, evet, Türkler vardı, Türk komutanlar vardı. Ama bu ordularda, en az Türkler kadar, kardeşleri olan Kürtler vardı, Araplar vardı, bölgenin diğer tüm halkları vardı.

SELÇUKLU SANCAĞI ALTINDA TOPLANDI

Bölgede akan kandan, bölgedeki kaostan, husumetten, acıdan bizar hale gelmiş her halk, Selçuklu Sancağı altında toplanmak suretiyle, nizamı ve huzuru tesis etmek için mücadele veriyordu. Bu coğrafyanın, dağınık, zayıf, birbirine karşı husumet içindeki halkları, bir araya geldikçe güçleniyor, refah ve huzurlarını artırıyor, kardeşçe yaşıyor ve tarihin en büyük medeniyetlerini inşa ediyorlardı. Şunu biliniz ki, dünya tarihinin en büyük medeniyetlerinden olan Endülüs Medeniyeti ve Osmanlı Medeniyeti, işte bu kaynaşmanın, dayanışmanın, birliğin, en önemlisi de kardeşliğin eseridir. Bu bölge ne zaman kucaklaştıysa, ne zaman birbirine kardeşçe muamele ettiyse, o zaman büyümüş ve büyük medeniyetler inşa etmiştir. Bu bölge ne zaman ki birbirine düşmüş, birbirine düşmanlık etmiş, kardeşinin kanını akıtmışsa, o zaman kaybetmiş, zayıflamış, çok büyük acılar yaşamış, çok ağır bedeller ödemiştir."

TÜRKİYE CUMHURİYETİ BU KARDEŞ KAVGASININ İÇİNDE DEĞİLDİR

Mısır'da yaşanan olaylara dikkati çeken Erdoğan, Mısır'da, 6 binden fazla kişinin 2 ay içinde şehit edildiğini belirtti. Suriye'nin de aynı şekilde, 2,5 yıl içinde 100 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini vurgulayan Erdoğan, Suriyelileri de dışardan gelenlerin değil, kendi içlerinden çıkan zalimlerin katlettiğini anlattı. Erdoğan, Irak'ta, Lübnan'da, Filistin'de, Kuzey Afrika'da, Asya'da, Arap Yarımadası'nda da aynı durumun söz konusu olduğunu belirterek, "Bundan 100 yıl öncesine kadar Osmanlı Cihan Devleti'nin yaptığı gibi, bugün de Türkiye Cumhuriyeti, bu çatışmaların, bu kanlı mücadelenin, bu kardeş kavgasının içinde değildir" diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin sadece bu bölgenin birliği ve dirliği için mücadele verdiğini kaydeden Erdoğan, "Bu coğrafyadaki kardeşlerimize sadece nizam, huzur, istikrar, barış telkin ediyoruz" dedi.

BEN İÇİN, BİZ İÇİN DEĞİL HEPİMİZ İÇİN BARIŞ

Mısır'da, seçilmiş bir iktidara karşı askeri darbe yapılmasına karşı çıktıklarını aktaran Erdoğan, bu karşı çıkışta dengeleri, konjonktürü, çıkarları gözetmediklerini söyleyerek, "Tarihimizi, ecdadımızı ve ilkelerimizi gözeterek karşı çıktık. Biz, Suriye'de, zalim bir iktidarın halkına ölüm kusmasına karşı çıkarken, ilkelerimiz, ideallerimiz, değerlerimiz adına buna karşı çıktık. Sadece kendimiz için değil, bütün kardeşlerimiz, bütün bölge için barış istiyoruz, huzur istiyoruz, refah istiyoruz. "Ben' için değil, hatta "biz' için değil, "hepimiz' için barış ve kardeşlik mücadelesi veriyor; herkesin dostça, kardeşçe yaşayacağı bir bölgenin inşası için ter döküyoruz. Tıpkı ecdadımızın yaptığı gibi, hem de bin yıl önce ve bin yıl boyunca yaptığı gibi, Türk, Kürt, Arap, Sünni, Şii ayrımı yapmaksızın, bir olmayı, iri olmayı, diri olmayı istiyor, bunun için samimi gayret gösteriyoruz" diye konuştu.

SURİYE'DE ARTIK ORTAK HAREKET ETMENİN KARARINA VARDIK

"Bizler, nasıl onurlu ve şerefli bir tarihi miras devraldıysak, çocuklarımıza, torunlarımıza da aynı şekilde öyle onurlu, şerefli bir tarih miras bırakmak istiyoruz" diyen Erdoğan, bunun için, dünyanın neresinde olursa olsun, Hakk'ı, adaleti savunduklarını, dünyanın her ülkesi, her halkı için doğruları yürekli şekilde dile getirdiklerini vurguladı.

Türkiye'nin bu olaylar karşısındaki duruşunun, dünyanın her yerinde takdirle ve gıptayla karşılandığını aktaran Erdoğan, "Başta dünyanın mazlum ve mağdur halkları olmak üzere, insanların kalbinde Türkiye kendisine müstesna bir yer edinmiş, ilkelerinden taviz vermeyen tutumuyla milyarların takdir hislerine mazhar olmuştur. Bu zorlu süreçte Türkiye, düşman değil, yeni dostlar, samimi dostlar edinmiştir. Türkiye dik duruşuyla, darbelere darbe, katliamlara katliam diyen cesur duruşuyla, dünyaya hem demokrasi dersi, hem de insanlık dersi vermiştir" değerlendirmesinde bulundu.

ADIM ATMANIN ZAMANI GELDİ

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde 2 ülkenin "süreci tıkaması" nedeniyle karar alınamadığını vurgulayan Erdoğan, "Demek ki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi şu anda iş yapamaz durumda. Dolayısıyla 100 binin öldürüldüğü bir Suriye'de artık burada ortak hareket etmenin kararına vardık. Yani bugün bir gönüllüler koalisyonu olabilir. Ama burada artık bir adım atmanın zamanı gelmiştir. Çünkü burada ölümlerin durma zamanı gelmiştir. İnsani değerlere sahip çıkan insan hakları evrensel beyannamesine sahip çıkanların el ele vermek suretiyle artık burada bir adım atmanın zamanı gelmiştir. 11 yıl boyunca olduğu gibi bundan sonra da ilkeli, kararlı, disiplinli duruşumuzu muhafaza edeceğiz. Hem ülke içinde, hem bölgemizde, barıştıran, kucaklaştıran, helalleştiren bir ülke olarak geleceğe ilerleyeceğiz" ifadelerini kullandı.

RANTA, YAĞMAYA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ, RIZA GÖSTERMEYECEĞİZ

2023 yılında, Cumhuriyetin kuruluşunun 100'üncü yılını çok farklı şekilde, çok farklı şartlarda kutlayacaklarını söyleyen Erdoğan, İstanbul'un fethinin 6002üncü yılının ve Malazgirt Zaferinin 1000'inci yıldönümü olan 2071'e de milletçe emin adımlarla yürümeye devam edeceklerini söyledi.

Ağustos ayı içinde, yatırımlarda, hizmetlerde ve reformlarda hiç durmadan, hiç duraklamadan ve hiç ara vermeden devam ettiklerinin altını çizen Erdoğan, "Sanal gündemlere takılmadan, yapay gündemlere aldanmadan, Türkiye'nin gerçek gündemiyle ilgileniyor, Türkiye'yi belirlediğimiz hedeflere ulaştırmak için çok yoğun şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, Ağustos ayı içinde de birçok hizmeti, birçok eseri ülkemize, şehirlerimize kazandırdık" dedi.

Ağustos ayı içinde yapılan yatırımları anlatan Erdoğan, Kentsel Dönüşüm Projesiyle "Hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Hiç kimsenin hakkının yenmesine de göz yummayacağız. Ranta, yağmaya asla izin vermeyeceğiz, rıza göstermeyeceğiz. Tek bir derdimiz var; O da halkımızı daha sağlam konutlara, daha güzel bir çevreye, daha yaşanabilir şehirlere kavuşturmaktır" şeklinde konuştu.

İçeride kalkınmak, ilerlemek ve daha bayındır hale gelmek için yoğun bir mücadele verdiklerini aktaran Erdoğan, diğer yandan dış politikada Türkiye'nin çok daha itibarlı bir konuma yükselmesi için de var güçleri ile çaba harcadıklarını söyledi. Bu kapsamda, yurt dışı temaslarına ağırlık verdiklerini belirten Erdoğan, Türkmenistan'a yaptığı çalışma ziyaretinde verimli görüşmeler yaptığını söyledi.

ULUSLARARASI TEMASLAR SÜRECEK

Mısır ve Suriye'deki gelişmeleri değerlendirmek amacıyla yürütülen telefon diplomasisine, Ağustos ayında da yoğun biçimde devam ettiklerini belirten Erdoğan, "Fransa, Almanya, Yunanistan, Rusya, İngiltere, Malezya, Katar, İtalya, Pakistan, Hollanda, Danimarka, Endonezya lideriyle Ayrıca Birleşmiş Milletler Genel sekreteri ile telefon görüşmeleri yaparak, gerek Mısır'da, gerek Suriye'de durumun ciddiyetini ve derhal bir şeylerin yapılması gerektiğini muhataplarımıza ilettik. Bu çerçevedeki uluslararası temaslarımız, önümüzdeki süreçte de devam edecek" diye konuştu.

"Bölgemizde ne kadar büyük acılar yaşanırsa yaşansın, Türkiye olarak, kendi gündemimizle, kendi hedeflerimize doğru ilerliyor, büyük devlet refleksiyle hareket ediyoruz" diyen Erdoğan, Türkiye'nin de katkılarıyla, bölgede sorunların çözüme kavuştuğunda, Türkiye'nin ilerlemesi, kalkınmasının daha da ivme kazanacağı temennisinde bulundu. Tekrar görüşünceye kadar vatandaşları Allah'a emanet eden Erdoğan, "Hepinize sevgi ve saygılarımı sunarken bölgemizde barışın egemen olduğu kanın ve ölümün durduğu bir dünyayı Allah'tan niyaz ediyorum" dedi.

Obama: Vurmaya Hazırız

ABD Başkanı Barack Obama, kimyasal silah kullanan Suriye rejimine karşılık verilmesinin "zaman hassasiyeti" olan bir durum olmadığını belirterek, "(Askeri haraket) yarın da gelecek hafta da bir ay sonra da olabilir ve ben bu emri vermeye hazırım" dedi.

Obama, Rose Garden'da Suriye konusunda yaptığı açıklamada, dün ABD istihbaratının Suriye rejiminin 21 Ağustos'taki saldırıdan sorumlu olduğuna dair çok güçlü bir dosya ortaya koyduğunu hatırlatarak, raporun Esed güçlerinin kimyasal silah kullanma hazırlığını, roketlerin yüksek nüfuslu bölgelere gönderildiğini ortaya koyduğunu anlattı.

TÜRKİYE, İSRAİL, ÜRDÜN ETKİLENİR

Yüzlercesi çocuk olmak üzere binlerce insanın bu saldırıda öldüğünü hatırlatan Obama, genç çocukların kendi devletleri tarafından zehirlendiğini kaydetti. Obama, "Bu saldırı, insan onuruna karşı saldırıdır" dedi. Obama, söz konusu durumun ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarına karşı risk teşkil ettiğini, Suriye'ye komşu olan Türkiye, İsrail, Ürdün, Irak ve Lübnan gibi müttefik ülkeler için tehlike yarattığını, kimyasal silah kullanımını artırabileceğini veya terörist gruplara yayılabileceğini dile getiredi. ABD Başkanı, bu nedenle tehditin ele alınması gereken bir sorun olduğunu söyledi.

ASKERİ EYLEMDE BULUNMASI GEREKTİĞİNE KARAR VERDİM

Obama, "ABD'nin Suriye'de rejim hedeflerine yönelik askeri eylemde bulunması gerektiğine karar verdim. Bu, ucu açık bir müdahale olmayacak, Amerikan askeri karaya ayak basmayacak. Aksine, sınırlı kapsam ve süreye sahip olacak. Suriye rejimini kimyasal silah kullanmalarına karşı sorumlu tutacağımız yönünde inancım tam" dedi.

ABD askeri varlığının bölgede konuşlandığını hatırlatan Obama, Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey'in de ordunun ne zaman istenirse o zaman saldırıya başlamaya hazır olduğunu bildirdiğini kaydetti. Obama, "Genelkurmay Başkanımız aynı zamanda bu konunun zaman hassasiyeti olan bir konu olmadığını da belirtti. O nedenle bu yarın da gelecek hafta da bir ay sonra da olabilir ve ben bu emri vermeye hazırım" diye konuştu.

KONGREDEN YETKİ ARAMA YOLUNA GİDECEĞİM

Kendisinin aynı zamanda dünyanın en eski anayasal demokrasiye sahip ülkesinin başkanı olduğuna işaret eden Obama, "Bu nedenle ikinci bir karara vardım. Amerikan halkının temsilcisi olan Kongre'den güç kullanımına yönelik yetki arama yoluna gideceğim. Son günlerde Kongre üyeleri seslerinin duyulmasını istediler. Ben de buna kesinlikle katılıyorum. Bu sabah tüm Kongre liderleriyle konuştum ve hepsi bunun Kongre'de tartışılması için gündeme alınması ve Kongre döner dönmez oylamaya sunulması görüşüne katıldı" dedi. Obama, önümüzdeki günlerde de Kongre'ye gereken tüm bilgilerin sunulacağını bildirerek, "Kongre'yi dünyaya mesaj vermeye çağırıyorum" dedi.

BM GÜVENLİK KONSEYİ FELCE UĞRADI

BM Güvenlik Konseyi felce uğradığı için Konsey'in kararı olmadan da bu konuda ilerleyebilecekleri yönünde güveninin tam olduğunu vurgulayan Obama, "Esed'i yaptıklarından sorumlu tutmak istiyorum" diye konuştu. İngiltere'de Suriye'ye yönelik eylem kararının parlamentodan dönmesi nedeniyle birçok kişinin Kongre onayı olmadan hareket etmeyi tavsiye ettiğini belirten Obama, bu askeri eylemi Kongre'nin yetki izni olmadan da yapabileceğini ama ülkenin birlikte haraket ederek daha güçlü olacağına inandığını söyledi. Obama, "Dolayısıyla bunu tartışmalıyız, bu konu her işimizde olduğu gibi çok büyük bir konu" diye konuştu.

Kimyasal silah kullananların sorumlu tutulmasına yönelik herhangi bir eylemde bulunmamanın maliyetleri olduğunu ifade eden Obama, kimyasal silahların kullanılmaması noktasındaki kararların ardından bunun ihlal edilmesinin, uluslararası sistemin varlığının amacına dair soru işareti yaratacağına dikkati çekti.

Obama, BM denetçilerinin Suriye'deki araştırmasına değinerek, meselenin kimyasal silah kullanımının araştırılmasıyla sınırlı kalmaması, aynı zamanda buna karşılık verilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Uluslararası toplumu kendi adımlarının arkasında durmaya çağıran Obama, Amerikan halkına da seslenerek, "Biz Amerika'yız, Şam'da yapılanlara gözlerimizi kapatamayız, kapatmamalıyız" şeklinde konuştu.

KONGRE 9 EYLÜL'DEN SONRA GÖRÜŞECEK

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner, Suriye'ye askeri müdahale fikrini önümüzdeki haftadan sonra ele alacaklarını söyledi. Bu arada Cumhuriyetçi Parti'nin Senato'daki lideri Mitch McConnell, Başkan Obama'nın Suriye'ye müdahale öncesinde Kongre'nin onayını almayı arzu ettiğini ve kendisinden destek istediğini aktardı. Bu durumda askeri müdahalenin 9 Eylül'den önce gerçekleştirilmemesi gerekiyor.

Mehmet Ali Ağca Kirve Oldu

Gazeteci Abdi İpekçi suikastinden hüküm giyen ve Papa II. Jean Paul'e suikast girişiminde bulunan Mehmet Ali Ağca, Kocaeli'nde katıldığı sünnet düğününde kirve oldu. Düğüne Sedat Peker adıyla da çelenk gönderildi.

Mehmet Ali Ağca, Kocaeli'nin Dilovası ilçesinde faaliyet gösteren bir araç kiralama firmasının sahibi Yusuf Turhan'ın oğlu Poyraz Turan'ın (5) sünnet düğününe katılarak kirvelik yaptı. Yusuf Turhan ve Mehmet Ali Ağca, 41 plakalı araçla sünnetin yapıldığı düğün evine geldi. Araçtan indikten sonra hemen eve geçen Mehmet Ali Ağca, burada bir süre dinlendi.

SEDAT PEKER ÇELENK GÖNDERDİ

Bu sırada, Poyraz Turhan, özel bir araçla ilçe turu yaptı. Ardından düğün alanına gelen Poyraz Turhan, burada Osmanlı kıyafeti giyen kişiler tarafından bir süre ağaçlardan yapılan tahtta taşındı. Poyraz Turhan, daha sonra kendisi için hazırlanan koltuğa oturdu. Düğüne katılanlara da etli pilav, ayran, tatlı ve karpuz ikram edildi. Sünnet töreninin yapıldığı alana Sedat Peker'in adının kırmızı güllerle yazıldığı bir çelengin getirilmesi de dikkat çekti.

BASIN MENSUPLARINI UZAKLAŞTIRDI

Mehmet Ali Ağca, evde dinlendikten sonra sünnet düğününün yapıldığı alana geldi. Siyah güneş gözlüğü taktığı görülen Ağca, ayağına beyaz spor ayakkabı, üzerine kot pantolan ve üzerine mont giymeyi tercih etti. Poyraz için oluşturulan koltuğa gelen Ağca, basın mensuplarının çok kısa süre görüntü almasına izin verdi. Mehmet Ali Ağca, 'Yeterli' diyerek gazetecilerin alandan uzaklaştırılmasını istedi. Bunun üzerine Poyraz'ın yakınları basın mensuplarını sünnet töreninin yapıldığı alandan uzaklaştırdı.



Abdullah Gül, Resepsiyonda Yağmur Yağmasın Diye Dua Etmiş

Dün gece Çankaya Köşk'ünde resepsiyon sebebiyle ayrı bir heyecan vardı. İlk defa Köşk'te bir resepsiyon kapalı salonda değil bahçede gerçekleşti. Yeni düzenlenmiş haliyle Köşk'ün bahçesinde misafirler ağırlandı.

GÜL'ÜN YAĞMUR ENDİŞESİ

Bahçede resepsiyon verme kararı alan Gül çiftinin en büyük endişesi yağmur yağmasıydı. Hava tahmin raporlarının da son günlerde yağmur geleceği yönündeki beklentileri Cumhurbaşkanı ve eşini kaygılandırdı.

"ÇOK DUA ETTİK"

Cumhurbaşkanı Gül bazı misafirleriyle sohbet ederken "bu akşam için çok dua ettik" dedi. Sohbet sırasında Gül çiftinin yağmur yağmaması için dua ettikleri anlaşıldı. Gül ve eşinin duaları kabul oldu. Çünkü resepsiyonun akşam Ankara'nın birçok semtine kuvvetli yağmur yağarken çok enteresan bir şekilde Köşk'ün üzerindeki bulutlar birkaç damla serpiştirip geçiverdi. Misafirleri olumsuz etkilemeyen bu geçiş en çok da Gül çiftinin dualarının kabul olduğu şeklinde yorumlandı.

Video izlemek için tıkla
http://m.sondakika.com/haber-abdullah-gul-un-yagmur-duasi-5004166/

Alev Topuna Dönen Araçtan Zor Kurtuldu

Michael Stoflett isimli sürücünün aracı virajı dönerken önde araca çarparak devrildi. Çarpmanın tesiriyle piste dökülen yakıt, görevlilerin müdahalesi sırasında alev aldı. Bir anda alev topuna dönen aracın içinde kalan Stoflett, aleve dayanıklı kask kullanmamasına rağmen, pist ekibinin müdahalesi sonucu yara almadan araçtan çıkarıldı.Kazanın tesiriyle boynunda hafif ağrılar oluşan pilot, araç üzerinde yaklaşık 30 dakikalık bir çalışmanın ardından piste geri döndü ve yarışı 5. sırada bitirmeyi başardı.

Video izlemrk için tıkla
http://m.sondakika.com/haber-alev-topuna-donen-aractan-zor-kurtuldu-5003563/

Esad Para Gönderemedi, Rusya Silah Sevkiyatını Erteledi

Kommersant gazetesi, Suriye'nin ödeme yapmadığı için Rusya'dan satın alınan savaş uçakları ve S-300 füze savunma sistemlerinin teslimatının ertelendiğini yazdı.

Gazeteye konuşan Rusya'nın silah ihraç şirketi Rosoboronexport'tan ismi açıklanmayan bir kaynağa göre, Suriye'ye satışı onaylanan 12 adet MİG-29M/M2 savaş uçakları 2016-2017'den önce teslim edilemeyeceğini açıkladı.

Rusya 2007'de imzalanan anlaşmaya göre savaş uçaklarını bu yıl sonuna kadar teslim edecekti. Ancak Şam'ın sadece yüzde 30 ödemeyi göndermesi nedeni ile sevkiyat ertelendi. Basında daha önce yer alan haberlere göre, Rusya 6 adet MİG savaş uçağını 2013'te vermeyi planlıyordu.

Rusya 2010'da Şam'la imzalanan anlaşma çerçevesinde S-300 füze savunma sistemlerinin sevkiyatını da ABD ve İsrail'den gelen yoğun baskı nedeni ile erteledi. Kaynak açıklamasında, "Parayı görmeden S-300'lerin teslimi zaten mümkün değildi." ifadelerini kullandı.

Kaynağın verdiği bilgiye göre Rusya, Temmuz 2014'e kadar S-300 füze savunma sistemlerini Suriye'ye teslim etmesi gerekiyordu. Suriye lideri Beşşar Esed yönetiminin ödemeleri geciktirmesi nedeni ile teslimat tarihi önce 2015'e sonra da 2016'ya ertelendi.

ABD ve müttefiklerinin Suriye'ye yönelik hava operasyonuna karşı S-300 füze savunma sistemlerinin kesin koruma sağlayacağı iddia ediliyordu.

Rusya parasını aldığı 6 adet Yak-130 savaş uçağının sevkiyatını ise gerçekleştirmeyi planlıyor. İlk anlaşmada yer alan diğer 30 adet Yak-130 parası ödenmediği için teslim edilmeyecek.

Kommersant'a konuşan kaynağa göre 2011'den bu yana iç savaş yaşayan Esad yönetiminin önemli miktarda tank, zırhlı araç ve helikoptere ihtiyacı var.

'Dünyanın En Hızlı Döner Ustası' Tıklanma Rekoru Kırıyor

Dünyanın en hızlı döner ustası olduğunu iddia eden bir vatandaş, iddiasını kanıtlamak için kamera karşısına geçerek hız denemesi yaptı.

Rusya'da hızlı döner hazırlamada rekorun kendine ait olduğunu iddia eden döner ustası hünerini göstererek diğer dönercilere meydan okudu. Paylaşım sitelerinde yayınlanan görüntü izlenme rekorları kırıyor.

Video izlemek için tıkla
http://m.sondakika.com/haber-dunyanin-en-hizli-doner-ustasi-tiklanma-rekoru-5003721/

Rusya'nın Doğusundan Kuzey Kore'ye Turist Akımı

Kuzey Kore'ye son bir yılda Rusya'nın doğu bölgesinden gelen turist sayısında artış olduğu belirtildi.

Rusya'nın Prima Media ajansında yer alan habere göre, Primorskiy Krayı'ndan Kuzey Kore'ye geçen sene turist olarak 87 kişinin gittiği belirtildi. Bu rakamın, bu sene daha şimdiden bin 481'e çıktığı aktarıldı. Uzmanlar, gözlenen bu artışı söz konusu bölge ile Pyongyang yönetimi arasında artan ekonomik işbirliğine bağlıyor.

Kuzey Kore'ye sınır olan Primorskiy Krayı'ndan bir çok kurum ve işletme geçen yıl itibariyle bu ülke ile bazı alanlarda işbirliği anlaşmalarına imza atmıştı. Anlaşmalarla, Kuzey Koreliler Rus bölgesindeki mısır tarlalarının işletme haklarını almıştı. Ruslar da Kuzey Kore ile ortak deniz ürünleri üretimi üzerine anlaşmıştı.

Bununla beraber Primorskiy Krayı'nın idari şehri Vladivostok'tan Kuzey Kore'nin batıdaki serbest ekonomi bölgesi Rason'a yapılan demir yolunun bitmek üzere olduğu bildirildi. Uzmanlar, söz konusu demir yolunun ulaşıma açılması halinde Primorskiy Krayı'ndan Kuzey Kore'ye gidenlerin sayısında artışların daha da devam edeceğini öngörüyor.

KKTC'de Ubp Genel Başkanlığı'na Hüseyin Özgürgün Getirildi

KKTC'de Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) bugün gerçekleştirilen Olağanüstü Kurultayı'nda Lefkoşa Milletvekili Hüseyin Özgürgün tek aday olarak Genel Başkanlık görevine getirildi.

UBP Genel Başkanı Özgürgün, kurultayda yaptığı konuşmada, "Ülkemizin en köklü, en güçlü, en büyük partisine Genel Başkanı olmanın ağırlığını ve sorumluluğunu çok iyi biliyorum." dedi.

Bu onuru ve gururu kendisine ikinci kez yaşatan UBP'lilere teşekkür eden Özgürgün, "Hepimizi derinden yaralayan parti içi sıkıntılar, başkent Lefkoşa'mızın yaşadığı rahatsızlıklar, hükümet sürecimizi ve özverili çalışmalarımızı ne yazık ki, gölgelemiş ve erken genel seçimde partimiz beklenen sonuca ulaşamamıştır." diye konuştu.

UBP'nin daha önceki Genel Başkanı İrsen Küçük'ün KKTC'deki genel seçimlerde başarısız olması sebebiyle bu partide kurultaya gitme kararı alınmış, Cumhuriyetçi Türk Partisi'yle de koalisyon kurulamaması sonucu Küçük parti başkanlığını bırakmıştı.

İntihar Riskini Ölçen Kan Testi Geliyor

ABD'de, insanların kan testinden intihar etme riskini ölçen yöntem geliştirildi.

ABD'nin Indiana Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatristi Alexander Niculescu ve ekibi, yaklaşık 10 yıldır çoğu gazilerden oluşan 75 kişi üzerinde yaptığı bir araştırmada sonucu, kan tahlilindeki SAT1 proteininin yüksekliğinin intihar etme riskini artırdığını açıkladı. 3 ay aralıklarla yapılan mülakat sonucunda alınan kan tahlilleri incelendikten sonra SAT1 seviyeleri ile insanların intihara kalkışma oranının paralellik gösterdiği görüldü.

Ayrıca intihar etmiş 9 kişi üzerinde yapılan kan tahlillerinde ise SAT1 proteininin yüksek çıktığı fark edildi. İki uçlu duygu durum bozukluğu olarak bilinen Bipolar hastalığına mensup 42 kişi üzerinde yapılan çalışmaya göre, SAT1 proteini yüksek çıkan hastaların, intihara teşebbüs sebebiyle hastaneye yatırıldığı sonucuna vardı.

Psikiyatrist Niculescu, intihar olayının diğer hastalıklardan çok farklı olduğunu anlatırken, önceden teşhis konulmasının zorluğundan bahsetti.

Harvard Üniversitesi Psikologlarından Matthew Nock, söz konusu çalışmanın önemli olduğunu ama intiharın daha farklı sebepleri olabileceğini söyledi.

Elektrik İçin 43 Milyon Metrekare Kamulaştırma

GÖKSEL YILDIRIM - Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), kurulacak elektrik üretim tesisleri ile özelleştirme kapsamındaki elektrik dağıtım tesisleri için geçen yıl yaklaşık 43 milyon metrekarelik arazi için kamulaştırma işlemi yürüttü.

Enerji alanındaki yatırımların artmasıyla, elektrik piyasasında üretim ve/veya dağıtım faaliyetlerinde bulunan lisans sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna iletilen kamulaştırma talepleri de yoğunlaştı.

Bu kapsamda geçen yıl Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunda elektrik piyasasında faaliyet göstermek üzere kurulması planlanan 223 elektrik üretim tesisi için kamulaştırma işlemi yürütüldü. Üretim tesislerinin 182'si hidroelektrik, 24'ü rüzgar, 8'i termik, 4'ü biyogaz, 5'i jeotermal olarak dağıldı.

Geçen yıl elektrik piyasasında faaliyet göstermek üzere kurulması planlanan tesisler için, toplam 14 bin 775 taşınmaz mal ve 41 milyon 350 bin 864 metrekare yüzölçümlü alan üzerinde kamulaştırma, irtifak hakkı tesisi, kiralama ve benzeri taşınmaz mal temini işlemlerine yönelik 469 kurul kararı alındı.

Elektrik piyasasında faaliyet göstermek üzere özelleştirme kapsamında özel hukuk tüzel kişilere devredilen elektrik dağıtım tesisleri ile ilgili olarak da 3 bin 99 taşınmaz mal ve 2 milyon 292 bin 496 metrekare yüzölçümlü alan üzerinde kamulaştırma, irtifak hakkı tesisi ve benzeri taşınmaz mal temini işlemlerine yönelik 106 kurul kararı alındı.

EPDK, kurul kararları doğrultusunda, geçen yıl toplam 17 bin 904 taşınmaz ve 43 milyon 643 bin 360 metrekare araziye yönelik edinim işlemleri yürüttü.

Elektrik piyasasında üretim ve/veya dağıtım faaliyetlerinde bulunan lisans sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin kamulaştırma talepleri kurum tarafından değerlendirilerek, uygun görülmesi halinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda belirtilen esaslar dahilinde kamulaştırma yapılabiliyor. Bu konuda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulca verilecek kamulaştırma kararları kamu yararı kararı yerine geçiyor.

Kamulaştırma bedelleri ile kamulaştırma işlemlerinin gerektirdiği diğer giderler kamulaştırma talebinde bulunan lisans sahibi tüzel kişi tarafından ödeniyor. Ayrıca, kurumca yapılacak kamulaştırma işlemlerinde, enerji yatırımlarının bir an önce gerçekleştirilmesi amacıyla Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uygulanıyor.

Kamulaştırılan taşınmazın mülkiyeti, elektrik üretim veya dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip ilgili kamu kurum veya kuruluşuna, bunların bulunmaması halinde ise Hazineye ait oluyor. Piyasada elektrik üretim veya dağıtım faaliyetinde bulunan lisans sahibi özel hukuk tüzel kişileri, faaliyetleri ile ilgili Hazinenin mülkiyetindeki veya devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar üzerinde irtifak hakkı tesisi, kullanma izni veya kiralama yapılabilmesi için kurumdan talepte bulunuyor.

Talebin kurulca uygun görülmesi halinde, ilgili mevzuat uyarınca Maliye Bakanlığı ile lisans sahibi özel hukuk tüzel kişileri arasında lisans süresi ile sınırlı olmak üzere irtifak hakkı tesisi, kullanma izni veya kiralama sözleşmesi düzenleniyor. Bu sözleşmelerde, sözleşmenin geçerliliğinin lisansın geçerlilik süresi ile sınırlı olacağı hükmüne yer veriliyor. Bu şekilde tesis edilen irtifak hakkı, kullanma izni veya kiralama bedelini ödeme yükümlülüğü, lisans sahibi özel hukuk tüzel kişisine ait oluyor.

Özel hukuk tüzel kişilerince yürütülen elektrik üretim veya dağıtım faaliyetleri için gerekli olan Hazineye ait taşınmazlar dışındaki kamu kurum veya kuruluşlarına ait taşınmazlar, kurumca Kamulaştırma Kanunu'nun 30. maddesi uygulanarak temin ediliyor. Bu taşınmazlar elektrik üretim veya dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip ilgili kamu kurum veya kuruluşuna, bunların bulunmaması halinde ise Hazineye ait oluyor.

EPDK tarafından, elektrik piyasasında elektrik üretim ve dağıtım tesisleri; doğal gaz piyasasında, iletim, dağıtım ve depolama tesisleri; petrol piyasasında, rafineri, lisanslı depolama tesisleri, iletim hatları ve kurumca belirlenecek işletme tesislerinden kurulabilmesi için gerekli olan özel mülkiyete veya kamuya ait taşınmaz malların temin edilmesi ve Hazine taşınmaz mallarında irtifak hakkı tesis edilmesi veya kiralama yapılması hizmetleri sunuluyor. - Ankara

"Cari İşlemler Açığını Azaltma Amaçlı Daha Yüksek Kur Seviyesine Gereksinim Yok"

Akbank Ekonomik Araştırmalar biriminin hazırladığı analizde, "Türkiye için büyüme görünümü yılın başına göre kısa vadeli bir miktar gerilese de orta-uzun vadeli görünüm sağlam. Dolayısıyla cari işlemler açığını azaltma amaçlı daha yüksek bir kur seviyesine bir gereksinim bulunmamakta" değerlendirmesi yapıldı.

Akbank Ekonomik Araştırmalar biriminin hazırladığı "Ekonomi& Piyasa Duruşu 8: Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Satış Dalgası ve Türkiye'nin Karşılaştırmalı Analizi"nde, Türkiye'nin 2012'de  yaşanan  yeniden  dengelenme  sürecinin  ardından  ılımlı  bir  büyüme  trendine  girdiği anımsatılarak, şunlar kaydedildi:

"Kredi büyümesi reel büyümeyi destekliyor. Yatırım ve tüketim malı ithalatı artıyor.Türbülans başladıktan sonra temmuz ayında bile yatırım malı ithalatı yıllık bazda yüzde 20 artmış durumda.

Cari işlemler açığı yüksek, ancak altın ticareti hariç tutulduğunda geriliyor. Temmuz 2012; 58 milyar dolar, Haziran  2013;  50 milyar dolar... Enflasyon yüksek (%8,9).  Ancak ağustos ayından  itibaren kademeli bir düşüş bekleniyor. Ancak döviz kuru hareketlerinden dolayı fiyatlama davranışlarındaki bozulma önemli bir risk unsuru."

"Türkiye için orta-uzun vadeli büyüme görünüm sağlam"

Brezilya, Endonezya ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerle Türkiye'nin karşılaştırmasına da yer verilen analizde, halihazırda 125  baz puan faiz artırımı gerçekleştirmiş olan TCMB'nin, son  piyasa  dalgalanmasına döviz  likiditesi sağlayarak ve kısa vadeli faizleri belirli bir eşik seviyesinin (%7,75) altında tutmayı amaçlayarak bu türbülansın ekonomik büyümeye olan maliyetini en  aza  indirgemeye  çalıştığı belirtildi.

Analizde şu görüşlere yer verildi:

"Hindistan'daki faiz artırımı istenilen sonuca ulaşmadığı gibi piyasa riskini artırdı ve rupiyi olumsuz etkiledi. Türkiye için büyüme görünümü yılın başına göre kısa vadeli bir miktar gerilese de orta-uzun vadeli görünüm sağlam. Dolayısıyla cari işlemler açığını azaltma amaçlı daha yüksek bir kur seviyesine bir gereksinim bulunmamakta." - İstanbul

Saydam: E-fatura'nın Ardından E-defter Uygulaması Geliyor

Bursa Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Saydam, 1 Eylül 2013 tarihinde yürürlüğe girecek e-fatura uygulamasının ardından e-defter uygulamasının devreye gireceğini söyledi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nda (BTSO) 'E-fatura Uygulamasına Geçiş Süreci Başlarken Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Yolları' konulu toplantıda konuşan BTSO Başkanı Burkay, e-fatura yükümlülüğünün iş hayatına etkilerini değerlendirdi. Yeni düzenlemeyi 'milat' olarak niteleyen Burkay, "E-fatura uygulamasıyla ileri teknolojinin ve şeffaflığın da temeli atılıyor. Finanstan taşımacılığa, tarımdan sigortacılığa kadar tüm hizmet sektörünün modernleştirilmesi amaçlanıyor." dedi.

Uygulamanın, teknolojik gelişmelere paralel çok önemli düzenlemeleri de içerdiğine işaret eden Burkay, ticaret sicil kayıtlarının elektronik ortamda tutulması, sözleşmelerin kuruluş süreçlerinin elektronik ortamda yapılabilmesi, fatura ve teyit mektuplarının elektronik ortamda oluşturulması ve saklanması gibi temel hükümlerin iş hayatına ve devlet bürokrasisine modernleşme sağlayacağının altını çizdi.

SAYDAM: E-FATURA'NIN ARDINDAN E-DEFTER UYGULAMASI GELİYOR

Bursa Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Saydam ise vergi idaresinin bilgi ve iletişim teknolojilerindeki değişimden uzak kalamayacağını belirtti. Saydam; beyanname, bildirim, form gibi evrakların elektronik ortamda alınmasının hem mükellef ve meslek mensuplarının işlerini kolaylaştıracağını hem de idareyi birtakım yüklerden kurtaracağını belirtti. Saydam, şu bilgileri verdi: "E-fatura uygulaması ile mükelleflerimiz kağıt fatura düzenleme, karşı tarafa gönderme ve muhafaza etme yükümlülüğünden kurtularak bunların tamamını elektronik ortamda yapma imkanı elde edecektir. Bu uygulamanın pek çok faydasının yanı sıra vergi idaresine olan en önemli katkısı kayıt dışı ekonomiyle mücadele olacaktır. E-fatura ve arkasından gelecek olan e-defter uygulamasıyla mükelleflerin hareketleri anlık olarak idare tarafından izlenebilecek, elektronik ortamdaki veriler risk analizlerine tabi tutularak vergi kayıp ve kaçağı ile etkin mücadele mümkün olacaktır."

Mısır'daki Yabancı Yatırımcılar Endişeli

Mısır'da ordunun müdahalesinin ardından yaşanan olayların yabancı yatırımcıları endişelendirdiği bildirildi.

Mısır'da darbenin ardından oluşan siyasi istikrarsızlığın yabancı yatırımcıları ve üretimi etkilediği, yaşanan şiddet olaylarından sonra petrol üretimi yapan bazı uluslararası şirketlerin durumlarını ve yatırımlarını gözden geçirdikleri ifade ediliyor.

Ülkede petrol aramaları yapan ve Süveyş Körfezi'nde faaliyet gösteren Japon - Arap Petrol Şirketinin, ülkede yaşanan olaylardan etkilenerek elinde bulundurduğu yüzde 50'lik hisselerini satacağı belirtildi.

Mısır Genel Petrol Şirketi (MGPŞ) Genel Müdür Yardımcısı Amr Mustafa, Süveyş Körfezi'nde faaliyet gösteren Japon - Arap Petrol Şirketi'nin hisselerini bir İngiliz firmasına satacağını ifade etti.

Mısır'da petrol çıkarma faaliyetine 2008 yılında başlayan Japon - Arap Petrol Şirketi'nin, ülkedeki şiddet olayları ve istikrarsız ortamdan dolayı istenilen kapasiteye ulaşamadığı ve bu nedenle hisselerini satma kararı aldığı belirtiliyor.

Mısır Genel Petrol Şirketi'nin kimi yetkilileri ise şirketin kararının Mısır'da ordunun yönetime müdahalesiyle ilgili olmadığını, bunun daha öncesinde alınan bir karar olduğunu iddia etti.

Uluslararası sözleşmeler uzmanı İsam Taha, AA muhabirine yaptığı açıklamada, siyasi olayların yatırımcıları etkilediğini belirterek, şunları kaydetti:

"Son üç yıl içerisinde Mısır'da değişik siyasi olaylar ve hükümetler iş başına geldi. Yabancı petrol yatırımcıları, Mısır'dan vazgeçmek istemiyor ancak siyası olayların durmasını ve istikrarlı ortamın oluşmasını bekliyor. Siyasi olaylar yabancı petrol yatırımcıları kısmen etkiledi." - Kahire

TBMM'ye Robotik Kontrollü Kamera Sistemi Alınacak

Devlet Malzeme Ofisi (DMO) Genel Müdürlüğü, TBMM Basın, Yayın ve Halka İlişkiler Başkanlığının ihtiyacı doğrultusunda robotik kontrollü kamera sistemi satın alacak.

Resmi Gazete'de yer alan ilana göre, ihale, açık teklif usulü yapılacak ve söz konusu ürün iç piyasadan sağlanacak.

Teklifler, 10 Eylül saat 12.00'ye kadar DMO'ya sunulacak. İhale konusu malzemenin tamamı için teklif verilecek olup, kısmi teklifler değerlendirilmeyecek. - Ankara

Bankaların 3 Liralık Uyarı SMS'lerine Tepki

Esnaf ve Sanatkarlar Derneği (ESDER), bazı bankaların 1 Eylül'den itibaren uyarı SMS'i bedeli olarak 3TL'lik komisyon alma kararına tepki gösterdi. Bankaların vatandaştan 'komisyon' adı altında haksız tahsilat yaptığını savunan ESDER Genel Başkanı Mahmut Çelikus Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın derhal harekete geçmesi çağrısında bulundu.

Bazı bankalar, ödemesini aksatan müşterilerine cep telefonları üzerinden gönderdiği uyarı SMS'lerine 1 Eylül 2013 tarihinden itibaren 3 TL hizmet bedeli yansıtacak. Bu duruma tepki gösteren ESDER Genel Başkanı Mahmut Çelikus Gümrük Ticaret Bakanlığı'na, "Komisyon sınırlama çalışmalarının ivedilikle tamamlanması elzem hale gelmiştir" diye seslendi.

Esnaf ve Sanatkarlar Derneği Genel Başkanı Mahmut Çelikus, konuyla ilgili yaptığı açıklamada uygulamanın şiddet ile karşısında duracaklarını dile getirerek şunları söyledi: "ESDER olarak uzun süredir bankaların da ellerini taşın altına koyması gerektiğini söylüyor, vatandaşın mağduriyetinin ikiye katlanmaması için onların da adım atmalarını bekliyoruz. Oysa bugün beklentimizin aksi yönünde bir karşılık görüyoruz. Bu durum, vatandaşın belini bükeceği gibi bankalara olan güveni de azaltacaktır". Bankaların hizmet bedeli adı altında 65 ayrı ek ücret talep ettiğini belirten Çelikus, durumun adeta çılgınlığa dönüştüğünü ve biran önce önünün alınması gerektiğini kaydetti.

Çelikus, "İsimlerini sayamayacağımız kadar çok masraf ile karşı karşıyayız. Bu durum artık inandırıcı olmaktan çıkmıştır. Zira önceden havale ücreti adıyla alınan para şimdi aynı şube içerisinde bile alınmak isteniyorsa ortada iyi niyet olup olmadığının sorgulanması gerekir." şeklinde konuştu.

KESİNTİLERİN SONU GELMEYECEK

ESDER Başkanı Mahmut Çelikus sözlerine şöyle devam etti:

"Geçen sene e-posta yoluyla yapılan bildirimler için ek ücret almaya başlayan bankalar eğer müdahale edilmezse, şimdi de cep telefonlarına ileti gönderdiklerinde 3 TL'lik hizmet bedeli alacaklar. Bu kesintilerin ve bedellerin sonu gelmeyecek gibi görünüyor. Elbette hizmet, karşılığı olan bir faaliyettir fakat şu an yapılanlara baktığımızda adil olmayan, abartılı bir uygulama ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, bir süre önce bazı adımlar atarak bu komisyonları sınırlama yoluna gitmişti. Fakat bankalar, bakanlıktan hızlı davranarak en az otuz kalem daha hizmet bedeli çıkardı"

ESDER Hukuk Komisyonu harekete geçiyor

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın daha hızlı davranması gerektiğini ifade eden Genel Başkan Çelikus, son olarak ESDER bünyesinde Av. Eyüphan Korkmaz'ın başkanlığında kurulan Hukuk Komisyonu'nun da bu ve benzeri süreçlerin takipçisi olacağını belirtti.

Sgk 65 Müfettiş Yardımcısı Alacak

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), merkez teşkilatında istihdam edilmek üzere sınavla 65 müfettiş yardımcısı alacak.

Resmi Gazete'de yer alan sınav ilanına göre, SGK, hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakülteleri mezunlarından 50, tıp fakültesi ve eczacılık mezunlarından 5'şer, endüstri, işletme, yazılım, elektrik ve elektronik, bilgisayar mühendisliği bölümü mezunlarından 5 olmak üzere 65 müfettiş yardımcısı istihdam edecek.

SGK müfettiş yardımcılığı sınavı için başvurular, 9 Eylül'de başlayacak. Sınava katılmak isteyen adaylar, başvuru formunu kurumun internet sitesinden (www.sgk.gov.tr) temin edebilecek.

Başvurular, 20 Eylül Cuma günü mesai bitimine kadar SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına teslim edilecek.

Ankara'da 26-27 Ekim'de yapılacak yazılı sınavda başarılı olan adaylar, sözlü sınava çağrılacak. - Ankara

Keşan'da 'Bamya Festivali'

Siğilli Köyü Romanları Kalkındırma Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen 'Bamya Festivali' yarın saat 13.00 başlayacak ve aynı gün sona erecek.

Derneğin Başkan Yardımcısı Kadir Gözeri, Türkiye'nin bir çok pazarında satılan ve doğal olarak yetiştirilen bamyalarını tanıtmak amacıyla festival düzenlediklerini bildirdi. Festival kapsamında 'Bamya Güzeli', 'Bamya Ağası' da seçileceğini aktaran Gözeri, bamya yemeklerinin de yarışacağını belirtti.

Gece de sanatçı Ümmiye'nin konser vereceğini aktaran Gözeri, bamya için Keşan Ticaret ve Sanayi Odası tarafından patent alma çalışmalarının başlatıldığını kaydetti. Gözeri, köyde bu yıl bin dekara yakın bamya ekiminin gerçekleştiğini söyledi.

Bağlarda sorun bitmiyor; üretici zor durumda!

Siirt'te bağ ve bahçe sahipleri yaşanan fıstık hırsızlığından ötürü fıstık hasadına erken başladıkları gözleniyor.

Ürünün ağaçlarda olgunlaştığı bu dönemde geçe geç saatlerde bağlara giren hırsızların fıstıklarını çaldığından yakınan bağ sahipleri, bu nedenle hasada erken başlamak zorunda kaldıklarını söylediler.

Sorunlarını gazetemize gelerek ileten bağ sahipleri, her yıl olduğu gibi bu yıl da hırsızlıklar yaşandığını anlatan üreticiler, kendilerinin de daha az verim almayı göze alarak bu yola başvurduklarını aktardılar.

Güvenlik sorunu nedeniyle geceleri bağlarında kalamadıkların ifade eden üreticiler, ürünlerini tam anlamıyla olgunlaşmadan toplamak zorunda kaldıklarını sözlerine eklediler.

Sigara zammı, tütün açık satışını patlattı

Tütün satıcıları, son günlerde tütün satışlarına artış meydana geldiğini belirttiler. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız tütün satıcılar, sarma sigara içicilerinin giderek çoğaldığını, bunun da satışı patlattığını ifade ettiler.

Tütün fiyatlarının sigaraya yapılan zamla ilgisi olmadığını da kaydeden satıcılar, özellikle yaşlı kesime hitap ettiklerini ve kilo fiyatının 15-20 liradan başlayıp 50 liraya kadar değiştiğini bildirdiler.

Son zamanlarda genç kesimin de tütün almaya başladığını söyleyen satıcılar, bunların Bitlis tütününe rağbet gösterildiğini sözlerine eklediler. Nadir bulunan Bitlis tütünü sipariş üzerine ve 50 liradan satılıyor.

PKK, Suriye'ye Müdahaleye Karşı

"KCK Yürütme Konseyi Üyesi" Duran Kalkan Suriye'ye dönük askeri bir dış müdahalenin Suriye ile sınırlı kalmayacak bir savaşa yol açacağını iddia ederek "bu tıpkı 1. Dünya Savaşı gibi Ortadoğu'da gerçekleşen yeni bir askeri dünya savaşı haline gelir. Bir bölgesel savaş, Ortadoğu savaşı olur, bunu herkes görmeli" dedi.

TÜRKİYE'YE MESAJ GÖNDERDİ

"KCK Yürütme Konseyi Üyesi" Duran Kalkan Suriye'ye müdahale konusundaki açıklamasında Türkiye'ye mesajlar gönderdi. Kalkan, Suriye'ye dönük askeri bir dış müdahalenin Suriye ile sınırlı kalmayacak bir savaşa yol açacağını iddia ederek "Bu tıpkı 1. Dünya Savaşı gibi Ortadoğu'da gerçekleşen yeni bir askeri dünya savaşı haline gelir. Bir bölgesel savaş, Ortadoğu savaşı olur, bunu herkes görmeli" dedi.

"3.DÜNYA SAVAŞINI BAŞLATIR"

Örgüte yakın bir televizyon kanalına konuşan Kalkan, Suriye'ye dönük bir dış askeri müdahalenin, 1989-90'dan beri var olduğu söylenen 3. dünya savaşını en kanlı, en çatışmalı bir gerçeklik haline getireceğini öne sürdü. Kalkan ideolojik-siyasi boyutlu savaşın, askeri boyutlu bir savaşa dönüşeceğini bu savaşın kesinlikle Suriye sınırları içinde kalmayacağını, Irak'a yayılacağını, Bütün "Kürdistan'ı" içine alacağını savundu. Duran Kalkan, "Türkiye işin içine girer. İran zaten içinde, Araplar zaten içinde; dolayısıyla bir bölgesel savaş olur. Ortadoğu savaşı olur, herkes bunu açık görmeli" dedi.

"BU SAVAŞIN KAZANANI OLMAZ"

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Kalkan, böyle bir savaşın Ortadoğu'da kazananı olmayacağını, bölge halklarının, demokrasi güçlerinin ve Kürt halkının bu savaşa karşı çıkması gerektiğini, Kürtlerin başından beri "3. Çizgiyi" savunduğunu da bildirdi.

Yeni Ehliyetler Nisan 2014'te Dağıtılacak

AB standartlarına uygun hale getirilen sürücü belgelerinin tasarımı belli oldu. Yeni ehliyetler pembe ağırlıklı, turkuvaz ve bej rengi dolgulu, çip değil karekodlu olacak. Karekodun içinde sürücünün parmak izi, kimlik numarası ve kan grubu gibi bilgiler bulunacak. Yeni kartlarda sahteciliği önlemek için de 8 ayrı teknolojik özellik kullanıldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), sürücü belgelerini AB kriterlerine uygun hale getirmek üzere başlattığı çalışmada sona yaklaştı. Bu kapsamda yeni sürücü belgelerinin tasarımı tamamlandı. Sürücü belgeleri Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde olduğu gibi ağırlıklı pembe renkten oluşacak. Yeni sürücü belgelerinin ayrıca PVC'den değil tanesi 3 dolara mal olan 24 milyon adet polikarbon karttan yapılmasına karar verildi.

DEĞİŞKEN GÖRÜNTÜLER

Böylece kartlar daha dayanıklı ve nem kapma oranı düşük olacak. Ehliyetlerde değişken lazer görüntüler, renk geçişli ve ultraviole floresan mürekkep, renk değiştiren baskı, arka planda dijital su izi, kızıl ötesi ya da fosforlu boya, kabartma harf, sembol ve şekiller kullanıldı.

2014 NİSAN'DA DAĞITILACAK

EGM yeni sürücü belgelerini programda sorun çıkmazsa 2014 Nisan ayından itibaren dağıtmaya başlayacak. Sürücü belgelerinin ön yüzünde dikkat çekici şekilde ay yıldız bulunacak. Ehliyetin yine ön yüzünde yalnızca ultraviole (Mavi Renk) ışık ile görülebilecek 'TR ve Ayyıldız' basılacak. Ay yıldızın sol yanında ise ehliyetin yüksek güvenlikli olduğunu gösteren su izini andıran parmak izi siluetli 'sürücü belgesi' yazısı yer alacak. Ön kısımda lazer yazıyla sürücünün ad-soyaddoğum tarihi-TC. kimlik numarası, ehliyetin alındığı tarihe yer verilecek.

FOTOĞRAF KÜÇÜK

Sürücü belgesi sahibinin fotoğrafı belgenin ön yüzünde bulunan yıldızın altında yer alacak. Eskisine göre daha küçük olacak fotoğraf, karta lazer baskı ile işlenecek ve üzerinde oynamaya veya kopyalamaya karşı özel hologram yer alacak. Kartın ön yüzünde yer alacak resmi makamlarca verildiğini belirten hologramın hemen yanında ise araç sahibinin hangi araçları kullanabileceğini gösteren sürücü sınıfları bulunacak. Kartın arka kısmında ise sürücünün kişisel özelliklerinin yer aldığı çip değil karekod yer alacak. Karekodun içinde sürücünün parmak izi, kimlik numarası, kan grubu gibi bilgileri bulunacak. Ayrıca arka kasımda kişinin kan grubu, hangi tür ehliyetleri kullanabileceğine dair sınıflarda işaret bulunacak. Yeni ehliyetler basıldıktan sonra beş yıl içinde ehliyetlerin değişmesi gerekecek.

İşte yeni ehliyetler;


Sarıyer'de Midibüs Şarampole Yuvarlandı: 6 Ölü, 25 Yaralı

Sarıyer Zekeriyaköy'de düğüne gidenleri taşıyan midibüsün şarampole yuvarlanması sonucu 6 kişi hayatını kaybetti, 3'ü ağır 25 kişi yaralandı. Kazada annesini kaybeden bir genç kızın "Annemi istiyorum" feryatları yürekleri dağladı.

ŞARAMPOLE YUVARLANDI

Kaza, Zekeriyaköy-Kilyos yolunda saat 20.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, ismi öğrenilemeyen 34 DD 0449 plakalı midibüs sürücüsü yokuş aşağı indiği sırada bilinmeyen bir nedenle direksiyon hâkimiyetini kaybetti. Yokuş aşağı hızla kayan midibüs yol üzerindeki virajı alamayınca kontrolden çıkarak şarampole yuvarlandı. Kazada 5 kişi olay yerinde öldü. İhbar üzerine olay yerine başta Sarıyer olmak üzere çevre ilçelerden çok sayıda itfaiye, ambulans ve polis ekipleri sevk edildi.

YARALILAR HASTANEYE KALDIRILDI

Kazanın etkisiyle çevreye savrulan yaklaşık 25 yaralı çevredeki hastanelere sevk edildi. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine 11 yaralı kaldırılırken bu kişilerden 2'sinin durumunun ağır olduğu, Maslak Acıbadem Hastanesine sevk edilen 7 yaralıdan 1'nin de sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Yetkililer, diğer yaralıların Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İ.Ü. Çapa Tıp Fakültesi Acil Servisi'ne kaldırıldığını bildirdi.

YARALI YAKINLARI SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ

Kaza haberinin alır almaz hastanelere akın eden yaralı yakınları uzun süre gözyaşı döktü. Birbirlerine sarılarak ağlayan yaralı yakınları yakınlarının sağlık durumu hakkında bilgi almaç için çaba harcadı. Yaralı yakınlarından alınan bilgilere göre; midibüsün Beylikdüzü'nden kalkış yaparak Kilyos'taki bir düğüne gitmek üzere kiralandığı öğrenildi.

"BÜYÜK ARABALARIN GİRMESİ YASAK"

Olay yerine gelerek incelemelerde bulunan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, "Çok acı bir durum. insanların böyle bir düğüne eğlenceye giderken böyle bir kaza geçirmesinin ayrı bir hüznü var. Ölenlere Allah'tan rahmet yakınlarına sabır diliyorum. Bu araç yolun başlangıcında dikkat ederseniz bu yol sadece küçük araçların kullanabileceği bir yol. Buraya büyük araçlar giremiyor. Bu araç galiba manevra yaparak zorla girdi buraya. Buraya kamyon olsun otobüs olsun girmiyor bu yola. Büyük arabaların girmesi yasak. Hem girişte hem çıkışta yol çok daraltılmış durumda. Zannediyorum yol kestirme geldi ona herhalde ve sonrasında bu sıkıntılı durum oluştu" diye konuştu.

Öte yandan olay yerinde incelemeleri sürdüren polis ekipleri, kazayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. İnceleme çalışmalarının ardından cenazelerin Adli Tıp Kurumu'na kaldırılması bekleniyor.


Halep'te Napalm Benzeri Bomba Saldırısı

İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin Panaroma ekibi, kimliğini gizli tutmak isteyen bir Suriyelinin Halep'te bir okulun bahçesine yapılan saldırının ardından çektiği görüntüleri yerinde incelediklerini duyurdu. Görüntülerde okul yıkılmış halde görülürken, üzerinde kimyasal izleri olan, yanarak yaralanmış çocuklar hastaneye götürülüyor.

TV VE GAZETELER GENİŞ YER AYIRDI

BBC'nin Panorama programında yayımladığı videoyu daha sonra Sky news ana haberlerde verdi. The Independent gazetesi de videoyu geniş haber yaptı.

"10 ÇOCUK ÖLDÜ "

Tahrip olan okulu ziyaret eden gazetecilere görgü tanıkları, bir savaş uçağının okulun üzerinden sayısız kez uçuş yaptığını, daha sonra bombayı bıraktığını söylüyor. Gazeteciler saldırıda en az 10 çocuğun öldüğünü, hayatta kalanların vücutlarının ise yüzde 50'sinin yandığını bildirdi.

"ELİN KOLU BAĞLI İZLİYORSUN"

Haberde ismini vermek istemeyen okul müdürü, gördüğü berbat manzarayı şöyle anlattı Televizyonda çok berbat şeyler gördük ve işittik ama böylesini daha önce hiç görmedik. En kötüsü önünde biri ölüyor ve elin kolun bağlı birşey yapamıyorsun. Ölü insanlar vardı, yanan insanlar vardı, kaçan insanlar vardı ama nereye Nereye gidebilirlerdi. Emniyetli hiçbir yer yok. Bu Suriye halkının kaderi.

"TAM BİR KATLİAM YAŞANDI"

Suriye'de Hand in Hand yardım kuruluşunda çalışan İngiliz Doktor Rola, kurbanlara yardım etmek için olay yerine koştu. Rola, Burada tam bir katliam yaşandı. Heryer kaos içinde ve bu kaos içinde neyin ne olduğunu bilmek zor. Tüm dünya Suriye'yi ihmal etti. Masum insanlar faturasını ödüyor diye isyan etti.

Jetin okulun bahçesine napalm ya da termit bombası bıraktığı belirtiliyor.

Video izlemek için tıkla
http://m.sondakika.com/haber-halep-te-napalm-benzeri-bomba-saldirisi-5003053/

Cihangir'deki Merdivenler Tekrar Rengarenk Boyandı

Tepkiler üzerine gece gelen Beyoğlu Belediyesi'nden işçiler, merdivenleri tekrar gökkuşağı renklerine boyadı. Bu sabah yeni bir güne uyanan Cihangirliler merdivenlerin tekrar gökkuşağı rengine boyandığını gördü. Bazı vatandaşlar ve turistler merdivenlere yoğun ilgi gösterdi, hatıra fotoğrafları çektirdi.

Bir vatandaş, "Griye boyanması gereksiz tepkisel bir durum. Böyle olması çok daha keyifli ve eğlenceli. Beyoğlu'na yakışan bir durum" dedi.

Video izlemek için tıkla
http://m.sondakika.com/haber-merdivenlerler-tekrar-gokkusagi-oldu-5003072/

13 Motosikleti Ezdi, Otomobile Çarparak Durabildi

Video izlemek için tıkla
http://m.sondakika.com/haber-13-motosikleti-ezdi-otomobile-carparak-durabildi-5003106/

Brezilya'da kontrolden çıkan araç, park halindeki motosikletlerin arasına daldıktan sonra öndeki araca çarparak durabildi. Karşı yönden gelen aracın hatalı dönüş manevrası nedeniyle direksiyonu kıran sürücü park halindeki 13 motosikleti ezdi. Otomobil, öndeki araca çarptıktan sonra durdu.Ölen ya da yaralananın olmadığı kaza güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.

Kuzey Kore'nin Uzun Menzilli Füze Geliştirme Çabaları

Kuzey Kore'nin geçen aralık ayında uzaya roket göndermede kullandığı fırlatma sahasında büyük çaplı genişletme faaliyetleri yürüttüğü bildirildi. Geçtiğimiz yıl Kuzey Kore'nin uzun menzilli füzesi fırlatıldıktan saniyeler sonra dört parçaya ayrılarak denize çakıldı.

YENİ FÜZE FIRLATMA RAMPASI

ABD'deki Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu'na bağlı ABD-Kore Enstitüsü'nden yapılan açıklamada, yeni alınan uydu görüntülerinin, Kuzey Kore'nin batı sahilinde bulunan, kuzeydeki Çin sınırına yakın Sohae sahasında yürütülen çalışmanın, seyyar balistik füze denemelerinde kullanılacak yeni bir fırlatma rampası inşa etmeye yönelik olabileceği belirtildi.

GENİŞLETME ÇALIŞMALARI

Sohae sahasında, 6 ayrı inşa faaliyetini içeren genişletme çalışmalarının yıl ortasında başladığı belirtilen açıklamada, inşa çalışmalarının halen sürmesi nedeniyle gelecek 6 ay içinde buradan roket fırlatılmasının beklenmediği ifade edildi. Açıklamada, bu sonuca 25 Ağustos'ta çekilen uydu görüntüleri üzerinde yapılan ön analizler sonucu varıldığı kaydedildi.

Enstitünün "38 North" adlı internet sitesinde yer alan görüntülerde, inşa çalışmalarının, yolların ve büyük ihtimalle inşa çalışmalarına katılan askerlerin kaldığı binaların da aralarında bulunduğu, sahadaki diğer tesislerin genişletilmesini kapsadığı görülüyor. Ayrıca bölgenin yakınında da park etmiş durumda bulunan 11 vagonlu bir tren göze çarpıyor.

YENİ FÜZE DENEMELERİ İÇİN İŞARET

Eski bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi olan internet sitesinin yayın müdürü Joel Wit, görüntülere ilişkin yaptığı değerlendirmede, Pyongyang yönetiminin, gelecekte elindeki uzun menzilli roketleri daha da geliştirmeye yönelik planları bulunduğunun açık olduğunu belirtti. Wit, "Eğer bu gerçekten de yeni bir fırlatma rampası inşa çalışmasıysa, bu, Kuzey Kore'nin, geçit törenlerinde de fark edilen kıtalararası balistik füzelerin de aralarında olduğu yeni seyyar füze denemeleri yapmak ve konuşlandırmak istediğinin önemli bir işaretidir" dedi.

"AYRINTILI BİLGİ VERİLMEYECEK"

Güney Kore Savunma Bakanlığı'ndan görüntülerin basına yansımasının ardından yapılan açıklamada, Sohae sahasında görülen faaliyetlere ilişkin bir yorumda bulunulmayacağı bildirildi. Söz konusu sahanın yakından izlendiğini belirten Güney Kore Savunma Bakan Yardımcısı Vi Yong-sub, ancak istihbaratla ilgili konularda ayrıntılı bilgi veremeyeceğini kaydetti.

DÜNYAYI GEREN HAREKETLER

İlk kez Aralık 2012'de uzun menzilli bir füze kullanarak dünya yörüngesine bir uydu yerleştiren ve Şubat 2013'te de başka bir bölgede yeraltında bir nükleer deneme yapan Kuzey Kore'nin, BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı bu davranışları, bölgede gerilimin artmasına ve bu ülkenin küçük ama kıtalararası bir füzeye yerleştirilebilecek bir nükleer bomba üretme hedefine doğru yol aldığına ilişkin kaygılarının artmasına neden olmuştu.